Evin içinde kapalı adamla, bahçenin içinde kapalı ağacın birbirine bakarak (ama görmeden), birbirini işiterek (ama duymadan) ve birbirinin kokusunu alarak (ama dokunmadan) gökyüzüyle, kuşlarla, kedilerle, çöplerle, sokakla, gri apartmanlarla birlikte geçirdikleri bir yılın günlükleri...
''İşte ağaç! Mekanı bu anda, burada vareden. İlk görüldüğünden beri. İlk görüldüğünde renkleri neydi? Kırmızıları var mıydı? Kesin olan, yokvarlığıyla mekan ''oldu''. İçe sindi. Şimdi güneşe en yakın üst-uç yapraklardan başlayarak kızarıyor. Sarılar, arada bir üfüren (kararlı olmadan ama), rüzgarın şiddetine kendilerini bırakıp dökülüyor. Diğerleri, yeşiller, şimdilik yerlerinde, eskisine göre daha seyrekler. En az üç renk, üç mevsim, kırmızı-sarı ve yeşil hepsi burada. Ağaca yük olmadan. Ağaç işte.''